Perşembe, Şubat 21, 2008

Kardan nohut adamlar...

Serin bir Perşembe gecesindeyiz. Ben parmaklarımı kıpırdatınca kelimeler, Yamyam kıpırdatınca notalar karışıyor geceye. Karla başlayıp, güneşle bitecek gibi görünen bir haftanın sonlarına geliyoruz yavaş yavaş, nasıl geçtiğini anlamadan. Biraz telaşlı, yer yer avare.

Geçenlerde eve yürürken kaldırımın kıyısında kalmış bir gıdım kara takıldı gözüm ve şaşırdım kendime. E benim bu karlı günlerde elime bir kez bile kar değmedi? Kartopu oynamayı, yerlere yatıp vücut izi çıkarmayı bırakın, cüce kardan adamlar yapıp pencerenin önüne bile dizmedim. Siz de onları sevimli bulmaz mısınız? Hani şu çocukceğizler dışarı çıkıp üşütmesin ama karla oynayamadım diye de üzülüp kahrolmasın diye annelerin icat ettiği şu pencere önü küdamlarını? Anneannem de zamanında yel esse üşüten, arkasına kat kat havlular koyularak büyüyen, muhallebi çocuğu olsun diye özellikle yetiştirilen bana kar zamanı gelince aynı numaraları çekmez miydi?

Efendim önce balkon kapısı, hafif ve usulca aralanır. Oradan titrek ve telaşlı bir kol balkonun yerini kaplamış, pencereye doğru arsızca boy atmış kar kümesinin içine dalar, başlar plastik leğenin içine karları itelemeye. Sonra muzaffer bir komutan edasıyla leğen salonun orta yerine taşınır, çocuk leğenin başına oturtulur. Ellerine eldivenler giydirilir (!) Evet, güvenli ve maskara olunası ortam artık hazırdır. Gelsin çeşitli boy ve ebatlarda kardan cüceler! Kardan adam aileleri, kardan adamdan küçük çapta sülaleler!

Çocuk bunlarla uğraşıp iki kartopunu birbiri üzerine sıkıştırırken, hemen buzdolabından bir minik havuç alınır ve kibrit çöpünden hallice çapta parçalara ayrılır. Gözler kuru üzümden olabilir. Ve dahi daha önce bin bir çeşit ördüğümüz bebek atkıları ve şapkaları ne güne duruyor? Cüce kardan adamların aksesuar çeşitliliği de görülmeye değer! Tayyareci şapkalı cüce kardan adamdan tutun da, bereli, atkılı çocuğuna kadar, değişik kıyafet ve mimiklerde ( bunu kuş üzümlerini göz olarak konumlandırdığımızdaki yakınlıklarına, ağız ve burun şekillerine göre ayarlayabiliriz) bir kardan adamlar sülalesi! Böylesi bir küçük çapta bir sergi elbette pencere önünde komşuların beğenisine sunulacak ve bakkala giden üst kat komşumuz Müfit amca, her başını kaldırdığında bir sıra komik cüceyle karşılaşıp, bıyık altından gülecektir.

Sonra güneş çıkınca pencere açılıp bebek şapkaları ve atkıları eriyen kar birikintilerinden toplanır. Sobanın üzerine kurusun diye asılır. En sevdiğimiz atıştırmalık olan çay tabağında haşlanmış ve tuzlanmış nohutlar masada kitabın yanına koyularak, ölü sanılarak bahçeye gömülen ama sonra dokuz canı tükenmediğinden toprağı delerek geri çıkan ve kendini Tanrı sanan saf kedi Tomasina’nın masalı okunur.

Bu karda nedense içimden karla oynamak, kara dokunmak gelmedi ki, aslında kar yağsa diye nice günler gökyüzüne dik dik bakmışlığım vardır. Onun yerine dışarıda lapa lapa yağarken kar, içerinin keyfini çıkarmaya daldım sanırım. Yine kucakta kitaplar, bu sefer haşlanmış nohutlar çorbaya katılmış.

Kar bir daha yağacak mısın bilmiyorum. İlk cemre düştü diyorlar, bahar çoktan yola çıkmış. Bense (çoğu zaman farkına sadece yazarken vardığım çoğu şey gibi bunu da şimdi fark ediyorum) seni unutmuş şimdi baharın gelmediğinin ipucunu verecek bir tomurcuk görmeye dalmışım. Her an patlamış bir dal görebilirim, gözümü dört açayım.

8 yorum:

ışıl ışıl dedi ki...

Kar yağmaya başladı; "a kar yağıyor, ne güze..." demeye kalmadan güneş açtı, karlar eridi. Hani zamanla istediğimiz gibi oynayabilecek özelliğe sahip bir Hero olsak da özlediğimiz anda karlı kışı getirsek. İster cüce, ister kocaman kardanadamlar yapsak. Kartopu oynasanız (sevmem de) ben izlesem. İyice bir doysak doysak. Bu arada kış koşullarından olumsuz etkilenenler hiç olmasa.

endiseliperi dedi ki...

:) ben ilk kez senden duydum şimdi cüce kardan adamları. çok iyi fikir! gelecek yıl bizim pencere önlerinde bolca görülebilir. ben şimdiden mini atkılar, bereler öreyim.

çok hoş, eğlenceli bir yazı. nohuta bir de kimyon eklenebilir, güzel oluyor.

sevgiler.

Adsız dedi ki...

Sevgili Margot, simdi "alakaya cay demle" gibi olacak ama, (umarım + diliyorum ki zamanı geldiginde olacaksın insallah) senin cok mükemmel bir anne olacagını düsünüyorum ben. (kızma ne olur sırası mı simdi diye) Cocuklukta topladıgın (ve belli ki hep cok hak ettigin) sevgiler o kadar güzel yer etmis ki ruhunda, bu islemeler yazılarında muhtesem gök kusagı renkleriyle gün ısıgına cıkıyor. Nohut kardan adamların hic eksik olmasın yasamında...

misir dedi ki...

ohhh beee, cama kardan adam dizen bi ben degilmisim :))

Adsız dedi ki...

Okuyunca aklıma geldi. Annem anlatırdı;

Ne kadar gercekçi bir kardan adamsa bizim camın önundeki eriyince amca gitti diye ağlamışım ardından:) Gerçi kar kalmadı ama yazıyı okuyunca yarın kaya kaya nasıl gelirim işe diye düşündüm yağsamı tekrar:)

celerone dedi ki...

Sevgili komşum,

İçim daralmıştı, sıkılmıştım. Cüce kardan adamları okuyunca gülüverdim şeker bulmuş çocuk gibi. Sağolasın

Adsız dedi ki...

evet ilginç bir fikir ve pencere kenarında minik minik dururlar..

Margot dedi ki...

Merhaba,
Eve geç gelmem gereken birkaç geceden sonra ancak cevap yazabiliyorum yorumlara...

Sevgili Işıl Işıl,
Kar şimdilik gitti, sanırım artık ilkbahar geliyor. Ben çok kış seven, kar, soğuk seven biri değilim doğrusu. Bana güneşli havalar iyi geliyor, güzel güneşli limonata gibi havalar. Ama madem kış oluyor, kar da yağmalı! Kar olmadan bir kış da sanki boş ve tatsız geçiyor!
Sevgiler!

Sevgili Peri,
Evet minik adamlar pencere pervazına neşe katıyor, gelen geçene de eğlencelik oluyor :) Nohuta ben de kimyon serpiyorum pişerken, gerçekten güzel oluyor :))

Sevgili Dgül,
:) Henüz kendimi tahayyül edemiyorum inan. Ben bazen çok sabırsız ve bazen de beklenmedik anlarda aniden parlayabilen bir karakter olabiliyorum malesef :( Ama teşekkür ederim yorumun için, bunları duymak iyi geldi :)

Sevgili Mısır,
Hoşgeldin. Evet ben de varım, bu sefer neden kar eridikten sonra geldi aklıma bu fikir! Bir daha ki kışa diziyoruz kar küdamlarını komşum. ( Bu arada küdamı küçük adamın kısaltması olarak severek kullandığımı da buradan bu vesile ile belirteyim)

Postfiyaka,
Çok komikmişsin :)) Gitti amca yaa, artık bir daha seneye gelicek :)

Celerone Komşucum,
İçin daralmasın, keyfin de yerine gelsin inşallah.
Gülücükle kal;)

Yurtdışı Eğitim,
İstanbul'da pek kar yağmıyor öyle aman aman, nadir yağan karı elimizden geldiğince değerlendirmenin bir yolu sadece :)