Cuma, Aralık 14, 2007

persepolis


Çok çok çok soğuk bir geceydi. Elim Yamyam’ın cebinde onun elini tutmuş, yürüdük İstiklal caddesinde…

Soğuk yanak kesiciydi, ısırıcı, tırmalayıcı ve haşin. Bir yerlerden sızan sarışın müşfik ışıklar, kahverengi kabuklarını yarıp göbeklerini dışarı uzatmış tombul kestanelerin üzerine düşüyordu. Yavaştan çiseleyen yağmurla beraber duraklayıp, ucuz şeffaf şemsiyelerden aldık. Sinema ıslanmadan yürünmeyecek kadar uzaktı.

Uzun zamandır Persepolis diyordum da başka bir şey demiyordum. Sadece afişine baksam, film hakkında hiçbir şey bilmesem bile yine de isterdim bu filmi görmeyi. Konusunu da öğrendiğimde görmeden edemedim. İyi ki de gitmişim, son zamanlarda seyrettiğim en harika şeydi.

Ofisin masasında sıcak çayımla beraber bunları yazarken bir yandan hapşırıyorum. ( Hep beraber!) Akşamüstüne doğru ilerliyor saatler ve filmdeki küçük kız hala içimde bir yerden bir yerlere koşturuyor. Kafası karışıp, ezan vakti Tanrı’yla konuşuyor. Filmi o kadar sevdim ki içimde bir yerlerde dolaştırıyorum, kafamda evirip çeviriyorum, cebimden çıkarıp çıkarıp resmine bakıyorum. Bir küçük kızın kazık kadar bir kadın olması ve kim olduğunu bulana kadar her taşı kaldırması, her dokunduğunun cıs, her düşünün günah, her adımının haram sayılması, kafasının üzerinde sallanıp duran o kılıç, hep kıl payı.

İçim burkuluyor karanlık salonun içinde, çok fena dokunuyor bazı sahneler. Çok içten ağlıyorum. Bazı yerlerinde gülümsüyorum, bazen çocukluğun o güzelim saflığına bazen perdeden yüzüme çarpan hislerin tanıdıklığına. O çok sevgili hanımın, kendinden yola çıkıp da, hikâyesini böyle güzel anlatmasına, duygu sömürülerine, yapmacıklıklara kaçmadan, öyle samimi ve içten, çizgisi kadar yalın ve sevimli bazen... Çok imreniyorum ve içimden bir yerlerden tebrik ediyorum onu. Komşum, diyorum. Çektiklerini sen anlatırken ben çok iyi anladım. İçimden hep sarılmak geldi sana, iyi ki anlatmışsın. İyi ki anlatmışsın…

7 yorum:

Adsız dedi ki...

deneme bir ki..:))

Talisman dedi ki...

Siz de çok güzel anlatmışsınız filmi. :)
Gerçekten çok güzeldi.
Sevgiler.

Margot dedi ki...

Seni duyuyoruz uçak kedisi! :)
Dinlemedeyiz...

Sevgili Talisman,
Yorumun sayesinde senin blog'a kadar geliverdim. Ha bu arada sen de hoş geldin, sefalar getirdin.
Ne güzel filmdi değil mi ya? Ben sanki yine tam anlatamadım, zaten içimden bir kere daha seyretmek geliyor. Mesela demin internette okudum, aşıkken diyor ki: Sanki ikimiz tek vücuttuk. O sırada çocuk sigaradan bir nefes alıyor, kız bir nefeste duman veriyor :) Böyle minik ayrıntıları için ikinci kere film seyretmek çok zevkli!

Ve evet bizim ofiste açık düzen ve masalar aynı, bir çam ağacımız eksik!! Ama yılbaşı çekilişi yaptık ve kimse de çektiğinden memnun değil :) Amma konuştum!
Sevgiler diyeyim hemen!

Talisman dedi ki...

Teşekkürler :)
Ben sizin blogu hep okuyorum, ferahlatıyor beni. Güzel bir havası var.
Biz yılbaşı çekilişi yerine herkesin bir hediye aldığı ve hediyelerin numaralandığı bir sisteme geçtik :) Eminim fotoğraf çerçevesi veya mum çıkacak bahtıma ve ben yine sinirleneceğim. :)
Sevgiler..

ucan kedi dedi ki...

:))ses bir-ki..
ben pek iyi diilim bu bilgisayar islerinde basarmis olmama sevindim:))hatta sevgilimin teknik yardimlariyla yazmaya basladigim bi blogum var sonunda..belki sen bakmissindir bile ucak kedisine coktan:))
ben kimsecikler yokken yani su persepolis'e kimseler yorum yazmadan sana gece gece bisiiler yazivermistim ustelik ayaklarim qatarda ilk defa evde usurken:))
ama iste dedim ya deneme bi iki:))
cunku asil yazilanlar siliniverdi gitti..
demistim ki aslinda:
ben de bu filmi izlemek istiorumm...
izlemeden ama sana bu vesileyle bi meraba demek istedim..
bu gecekondudan su icer martilar yazinla basladi takipciligim..o da burada calisan muhendizz bi arkadasimin seni forward etmesiyle:)
memnun oldum blogunla tanistiima,,gaza geldim 7 ekimde acilisini yapmis olduum blogumu hizmete sokmaya karar verdim:))
aslinda buradaki kadinlarin bi nevi pece arkasi hayatlarindan ama havali havali arkalarinda agir mi agir arap kokulari birakarak salina salina pahali marka cantalariyla gezindikleri bu ulkeden biraz bahsediodum..
ama simdi o moddan ciktim:)arka fonda pek hos sarkilar calio ve o yazi o gunde kaldi..
ben yine yazarim..baska bisiiler de:))
(gerci sicak bi memlekette yasioruz ama) sen de yine bizim kalplerimizi isitmaya devam et yazilarinla:))

ucan kedi dedi ki...

aaa o kadar yazdim nedeeeennnn??neden gozukmuoooo???
hala deneme bir ki...:((

Margot dedi ki...

Sefgili Talisman,
Ben teşekkür ederim :)
Numaralandırma sistemi muhatap olmayı minimuma indirmesi açısından faydalı bir çalışma olmuş. Bizde çekilişin ertesi günü kimin kime çıktığı afişe oldu. Meraklıyız ve dedikoducuyuz buralarda netekim :) Sevgiler!

Sevgili Uçan kedi,
Bir kere isim çok hoşuma gitti onu peşinen söyleyeyim. Bizim evde de bir uçan kedi var, bir koltuktan diğerine uçabiliyor, ayrıca çeşitli akrobatik hareketlerde ve mermi gibi koşmada da iddialı!

Blog'a uzaklardan bir komşunun kalkıp gelmesine pek seviniyorum. Daha iade-i ziyarete gelemedim ama gün içinde inşallah :)

Margotto'da yorum onay sistemi var, yani sen yorum yolladığında ilk önce benim mail'ime geliyor yorumun. Ben yayımlamanmasını onayladıktan sonra da blog'da görebiliyorsun. Yani yazıp yolladıktan sonra telaşa kapılma o benim posta kutuma gelmiş oluyor o sırada. Böyle bir denetim mekanizmasına ihtiyaç oldu maalesef.

Ben buradayım, yazmaya devam ediyorum. Tanıştığımıza sevindim ikinizle de. Yine beklerim, selam ederim :)