Cuma, Aralık 02, 2005

İki Aralık Bir Derelik


Günün bu saatleri sanki gece kılığına girmiş, kandırmaya başladılar bizi. Kışın kandırıkçı oyunları... Halbuki biz akşam üstü denen vakitlerde olduğumuzu biliyoruz, ama pencereden bakınca gecenin kör karanlığı bu saatler. Az gün ışığı, çok iş diyor sana, fazla oyalanmaya gelmez! Fazla oyalanırsan üşütürüm seni, yüzünü ısırırım, ıslatırım sonra, çamur içinde bırakırım, haydi çabuk çabuk evine git, dışarda kaybedecek zamanın yok!

Biz de uslu çocuklarız zaten, evimize gidiyoruz çabuk çabuk. Yemek pişiriyoruz uzun uzun.. Dışarda yapılan işler kısalınca, içerde yapılan işler uzuyor. Gazeteleri daha sindirerek okuyorsun, televizyona daha uzun bakıyorsun, daha çok kitap deviriyorsun, daha çok film seyrediyorsun, daha çok giyiniyorsun, daha çok uyuyorsun...Daha çok içine bakıyorsun...

Bu Aralık'ta bir aralıktasın. Arada bir yerdesin ne tam başlayabildin bir şeylere ne tam bitirebildin. Bu Aralık'ta bir ara verdin. Koydun kucağına kırmızı şapkanı düşünmeye başladın, anneannenin evi ne kadar uzakta, tırmanacak daha kaç tepe var, kurtlar mı bekliyor yolun sonunda, yoksa şu tepenin ardı artık çiçek tarlası mıdır??

Aralıkta iki arada bir derede yapılacaklar:

- Daha çok sinemaya gidilecek
- Daha çok eşle dostla çay içilecek
- Daha çok yemek tarifi denenecek
- Daha çok kitap okunacak, yarım kalanlar bitirilecek
- Picasso'yu görmeye gidilecek
- 2006 için takvim bakılmaya başlanacak, şöyle yepisyeni gıcır gıcır bir masa takvimi alınacak
-Kalemliğe kurşun kalem alınacak
-Daha çok fotoğraf çekilecek
-Yeni bir not defteri alınacak
-Hera için bir dilek tutulacak
-Yeni Margotto sayfası için çalışmaya başlanacak
-Daha çok yürünecek
-Ara Cafe'de kahve içilecek
-Suluboya takımı alınacak
-Anneanneme muhabbet kuşu alınacak, almadan ismi düşünülecek
-Kuş grip çıkmaz değil mi? Fazla dert edilmeyecek
-Şu hediye aldığın siyah beyaz puanlı etek giyilecek
-Boza içilecek, hala içilemedi?
-Breakfast at Tiffany's filminin dvd'si alınacak
-Meteliğe kurşun atılacak


Hepinize mutlu aralıklar!

3 yorum:

uykusuzadam dedi ki...

Çok özendim, ben de kış listesi oluşturacağım :)
Sonra da baharda bakıp gene hiç birini yapamadım diyeceğim :(

Hayat hay huyla geçiyor, dünyaya kalıcı bir eser bırakamadım diye dertlenirim sonra da..

Tijen dedi ki...

çok iğrencim. peşin peşin kabul ediyorum. sana seslenmek istediğimde (reklamlardan ne kadar nefret etsem de bir reklam çocuğu ağzıyla) hellooo margooo demek geliyor içimden. hani kalın bir adam sesinin helloooo motooo dediği reklamdaki gibi..
napayim, öyle geliyor işte.
uykuysa uyku, tembellikse tembellik. insan kendine izin vermeli be margotto!
öyle değil mi? ben mesela, gece 12'yi geçmiştir, Amat'tan 3-5 sayfa daha okumuşumdur hasetle (çok güzel çünkü cümleleri, düşünülmüş şeyler, çiziktirilmiş değil) ve uyumuşumdur. sabah saat 9:30 olmuştur ve ben yatakta düşüncelere dalıyorumdur. ne güzel bir duygu ama. sıcacık yatağında.. sonra mecburi yatak cimnastiği, o da zorla, "aaa kızıyorum bak, hemen sermeye hazırsın, diren be kızım, yap, zaten 3 dakkalık bir şey" diyerek..
serme sen. yani seriyormuş gibi gözük ama hayattan serme.
bu akşamki şili merlot'muz sizin için byn margotto tamam mı? yarım kadeh bana yarım kadeh sana, birer dersek iki kadeh içmem lazım, o kadarıni içemem pardon..
t

Margot dedi ki...

Uykusuzcum,
Ben de listeyi yazarken kendimi Bridget Jones gibi hissettim. Yani bu kadar yazıyorsun da yapacak mısın bakalım dedim kendi kendime. Ama laf uçar, yazı kalır demişler ki doğruysa eğer, her listede bir keramet vardır. O zaman topu havaya atıyorum ve Uykusuuuz diyorum, yakala ve listelemeye başla!

Helloo Tijen :)
Şu an sabah 09:30, kahvaltımı ettim bile. Senin Şili sağolsun biraz akşamdan kalmayım.
Araf'a gelince iki arada bir derede okunacak en iyi kitap bence, ne dersin ;)