Pazartesi, Ağustos 08, 2005

Tilmaç'ların masal çiftliği ve beş yıldız üzerine..


Buralarda bir çiftlik var, akşam olmadan , uyumadan bedenim onu da anlatayım sana... Basbayağı bir çiftlik değil ama Heidi olsa sever bu çiftliği , Klara olsa yürür burda, Peter olsa erer burada, hele sen olsan...,sen olsan mutlu olursun işte , lafı ne uzatayım ki ? Sazlıkların arasından girilen çiftliğe vardığında bir sürü ev ile karşılaşacaksın, ama hepsi ahşap ama hepsinin bahçesinde rüzgar gülleri, hepsi rengarenk ama hepsinin çatısı masal rengi.. Hepsinin ismi siyah beyaz günlerin bir kahramanı, bir Hulusi Kentmen evi var girişte, ilerde bir Yılmaz Güney evi , Adile Naşit evi Şener Şen parkına bakıyor. Arkasından sular akıyor , Köprülü Kanyon’a doğru... Sular fışkırıyor parkın ortasında, bir ağaç ev var sanki çocukluk hayallerinden çıkıp konmuş buraya. Penceresinden saçlarını uzatasın geliyor.. Biz yeşil sulara bakan sazlıklarda gözleme yedik, çay içtik, ayran içtik, kahve içtik.. Çiftlik sahibinin oğlu, arkadaşın tanışı çıktı. Saatlerce hoş beş ettik.. Japon sevgilisiyle İtalya’da tanışmış bu güzel arkadaş bu yazıları bir yerden bulur da okur ise eğer,selam olsun ona da. Çok gezsin, dere tepe düz gitsin ,soluklandığı her yerde Barış Manço sevimliliğiyle herkesi büyülesin inşallah.. Yolu açık olsun , bir yerde bir şekilde dünya küçük ise eğer karşımıza tekrar çıksın inşallah..

Boğazak’ın portakal bahçeleri meşhurdu.. Alabildiğine giden portakal bahçeleri artık, alabildiğine beş yıldızlı otel ,alabildiğine jet ski dolacak yakında deniz, alabildiğine turist dolacak ve hepsi (her şey içinde) mutlu olacaklar beş yıldız dahilinde... Beş yıldız başlarında başöğretmen gibi dikilecek, nereye gideceklerini söyleyecek, mümkünse bir yere kıpırdamasınlar isteyecek, otel dahilinde mutlu olacaklar , beş yıldız başlarının etrafında dönüp onları kutsayacak, uslu çocuklar oldukları için.. Paşa paşa dönecekler evlerine , tertemiz önlüklerinde ne leke ne hatıra kalacak..

Biz çiftlikte çamurlu bir su birikintisi içinde kurbağa avına çıkmış güzel çocuklara baktık bugün , sanırım onlar beş yıldıza layık sayılmaz, portakal ağaçlarına dokunduk, gövdelerine sarıldık bugün ama herhalde oranj juys yerini tutmaz, ayaklarımızı serin dere suyuna sallandırdık , sessiz sessiz oturduk bugün , sonra kendi aramızda kahkahalarla güldük çay içerken ama sanırım poşet çayla bir olmaz.. Para falan da vermedik bugün , ne zaman gökte yıldız çıktı onlara baktık,ne zaman kurbağalar gevezelik etti onları dinledik ve ne zaman kurbağalar sustu, gece oldu , biz de uyuduk. Yıldızlar beş değildi işte , yıldızlar sonsuzdu...

petite poisson : Melek Konuk Tilmaç Çiftiliği/Boğazak Köyü ,Serik'tedir. Huzurlu bir gün, bol güleryüz arayanlara duyrulur...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sanırım Sümer Tilmaç veya ailesine ait bir çiftlik bu... Sümer Tilmaç'ın kızı Hande (adaşım) ile ilkokulda aynı sınıftaydık.Devamında aynı okulda da olduk...

Yolu buraya düşer de okursa Handeciğim'i çok öperim. Ya abartmazsam eğer Nazan Teyze'ye de binlerce selam...

Hande K.

Margot dedi ki...

Hande,
Tam orası işte , yorumunu ancak döndüğümde okuyabildiğim için selamlarını söyleyemedim :-(
Bu kadar güzel insanların kapı komşumuz olduğunu, yanıbaşımızda bu kadar güzel bir çiftlik olduğunu öğrendiğime ne kadar sevindim anlatamam. Zaten şöyle ballandıra ballandıra anlatacağım daha çok anı var. Selamları da seneye bizzat söyleyeceğim!