Pazartesi, Temmuz 07, 2008

Mass doğrusu, pes doğrusu!

Bu haftasonu güzelim Cumartesi günü bir yarım altın gibi bahşedilip de avucumuza konunca, kendisini kırıntısına kadar harcamayı kendime bir borç bildim. Bir Cuma ertesi ki- geliş sevinci cumadan içimi sarmayalı aylar, yıllar olmuş – sabahına uyanıp da bu gün iş de yok iki tam gün tatilim var benim fikri aklıma gelince sevindirik oldum. Bir his dolup içime, uçuyorum sandım.

Colin önce işe gidiyorum sanıp kapının önüne barikat kurdu. ( Sabahları işe giderken arkamdan dörtnala koşup, beni geçip, kapının önüne yatıp, direnişçi pozu alma huyu var). Hiç aldırmayıp mutfağa girip, buzdolabını taraşlamaya başladığımı görünce, yerinden meraklıca kalktı ve mama geliyor diye bu sefer ayaklarıma dolanmaya başladı. ‘Sana en hakiki mamadan açmaz mıyım ben tosunuuuum!’ diye haykırdım! O da heyecanlanıp miyavlayınca ayrı nedenlerden de olsa bir süre sevgi yumağı olduk. Ah cumartesi aslında ne kadar da güzel bir gündü. Bir türlü tam katılım sağlayamadığım bu haysiyetli günün şerefine güzel bir kahvaltı alışverişi için kısa bir bakkal yürüyüşü yaptım. Sonra masaya yaydığım gazeteleri, doldur boşalt yöntemiyle içtiğim 4 çay eşliğinde bitirip, köşe yastığı konumuna geçtim. Ve Yamyam uyandı.

Akşam hafif çökmeye başlarken biz de çöktüğümüz koltuklarda yavaşça kıpırdanmaya başladık. Masstival’e doğru yollanmak üzere yola çıkmamız takriben bir saati buldu.

Girişte bileğe zımbalanan bileklikleri kuşanıp, cengâverler gibi Parkorman’ın konser alanına akarken, Duman çoktan Amman aman amaan diye uzaktan çığırmalara başlamıştı. Kocaman minderlerde yayılıp yatanlar, yerlere bağdaş kuranlar, köfte ekmek sırasında umutla bekleyenler arasında şöyle bir gezindikten sonra biz de bir kenarda çaktırmadan, esas kız Alanis Morissette’in çıkmasını beklemeye başladık. O sırada tıkındığımız sosisliler pişmemişti, aklımız köftede kaldı derken Alanis hanım sahneye çıktı. Çok pozitif enerjili bir hanım kendisi, reiki yapar gibi şarkı söyledi ve o reikilerden bir kısmının bana çarptığını bizzat hissettim. Bir ara transa geçip kendi etrafında dönmeye başladı, o kadar hızlı döndü ki kafasını bir yere çarpacak diye ödümüz koptu. Ama çok dengeli bir şekilde durdu ve selam verdi. Sonra geldi bisini yaptı, öpücükleri de yolladı gitti. Güzel insanın hali bir başka işte…



Pazar günü festivale doymayan karı koca olarak Parkorman havuzunun kenarında bulduk kendimizi yine. Levent Yüksel gayet cool siyah gözlükleriyle çalıyor, söylüyordu. Siyah t-shirt sevdiği belli olan kalabalığın içinde her zamanki Arabesk damarımızın kabarmasıyla, hep bir ağızdan ‘Senin Allahın yok mu?!!’ diye haykırırken buldum kendimi. Sonrasında yine ilk kasedi olan ve talihsizce Best Of’u da ondan ibaret kalan Yüksel ‘ Sevdikçe sevesim geliyor’ konulu şarkısı ile konserini bitirdi. ‘Bir daha!’ gibi göbek tandanslı şarkıları duymadık, görmedik, bir ara ben münasebetsizce hatırladım o kadar. Sonra Şebnem Ferah çıktı, ona da keyifli keyifli iştirak ettikten sonra biraz yemek yemek, saçlarımızı kabartmak, gözlerimize siyah kalem çekmek falan için alandan ayrıldık. Sonrası malum Whitesnake ve Defleppard gibi gürültülü şeyler dinledik. Yamyam nostalji yaşadı, ben adamın pantolonuna takıldım, el çırpmalara katıldım vs vs.

İşte kombine tabir ettiğim bir haftasonu daha, kombine bir bilet eşliğinde böylece sonlanmış oldu. Antibiyotiğe hala devam ediyorum, öksürük de hala tam kesilmiş değil. Ama yine de gördüğünüz gibi hiçbir şeyden geri kalmıyorum! Hasta modundan sıkıldım ve hastayım ama bilet bende moduna geçtim. Haydi, hayırlısı diyorum.

2 yorum:

TUĞBA'NIN DÜNYASI dedi ki...

Merhaba Margot;
Süper güzel bir haftasonu geçirmişsiniz. Ben de böyle konserlere gitmeyi nasıl özledim bilemezsin..Hele duman ı ve şebnem i duyunca şimdi kendimden geçtim. En son eskişehir hayal de dinlemiştim dumanı.Bir dahakine benim için de eğlen olur mu..

Margot dedi ki...

Merhaba Tuğbacım,

Duman'ın sonuna yetiştik ama Şebnem'i baştan sona dinledim. Her birini ailece severek dinliyoruz zaten. Festival havası da iyi geldi bana. Her ne kadar öksürerek dolansam da etrafta böyle organizasyonları özlediğimi fark ettim. Bir dahakine senin için de zıplar, hoplarım :)