Perşembe, Ekim 13, 2005

Lunapark ve Korku Tüneli


İçinde hislerin çağlayan olup aktığı bir yazı yazabilecek gibiyim. Ama bu potansiyelimi kullanmayacağım. Bunun yerine doğum günümle beraber keşfettiğim o güzelim ciddiyetsizliğimle kendimce magazin dünyamızda neler oluyor onları irdeleyeceğim. Hadiseler o kadar lunapark ambiyansında gelişiyor ki bazen, insan başı dönemeden bakamıyor televizyonlara... Emniyet kemerlerinizi bağlayınız çok rica ederim:

Nedir bu Yeşim Salkım hadisesi? Bu kadının sırrını çözen varsa beri gelsin...Öncelikle şöyle söyleyeyim kendisinden benim şahsen ödüm patlıyor! Bu kadar çelik sinir tellerinden oluşmuş bir bünyenin aynı zamanda kadın oluşu bende bir ürperme, soğuk duş, hissizleşme etkisi yaratıyor. Geçenlerde zaplarken İlker Bey ile görünce kendisini hiç şaşırmadım,işte dedim azmin zaferi, çelik irade geri geldi! O kadar olaylamadan, magazinlemeden, boşanmadan, çarşaf çarşaf haberlenmeden sonra, tamamen bir bıçak keskinliğinde sen bunlardan kurtul, tak nişanı böyle kameralara bay bay yap! Hem de sadece iki hafta içinde! Yoksa Yeşim Hanım büyücüdür?

Manyetize olmuş şekilde ekrana bakıyorum. Yeşim Hanım sanki kameralara daha bir yakın, İlker Bey sanki biraz mahçup, hafif arkadan takip ediyor hadiseyi. Yeşim Hanımsa zaferden gözler çakmak çakmak anlatıyor: Biz birbirimizi seviyoruz, nişanlandık! Yalnız bu ne el çabukluğudur, bu nasıl bir kafesleme taktiğidir, dudak uçuklatacak cinsten! Bugün Vatan'ı okuyorum internetten. Olay çoktan yurt çapında yankılanmaya başlamış. Biz diyor yine Yeşim Hanım(!) birbirimizi çok seviyoruz ve aramıza girmeye kalkışan olursa bu onlar için hiç iyi olmaz! Ayrıca ben Filiz Akın'la da tanıştım aramız çok iyi.. Yeşim'le İlker'in arasına girmeye çalışanlar!!! Sizlere sesleniyorum, yapmayın böyle bir cahillik! Ayağınızı denk alın, kiminle dans ettiğinize de dikkat edin lütfen! Bu magazin dünyasında elbette bazı kendini bilmezler olacaktır ve Yeşim Hanım bu arkadaşları da uyarmıştır, zira kendisinin bu polemiklemelerden, saç baş yolmalardan yüreği hiç tükenmemiştir tükenmeyecektir. Ne olursa olsun, siz artık buna can dayanmaz derken bir bakacaksınız kuşe kağıda tam baskı Yeşim Hanım geri gelecektir. Tarihten ders almıyorsanız ve alacak dersiniz varsa o sizin bileceğiniz iştir.

Yalnız ben Yeşim Hanım karakterindeki bir insanın genç kızlarımıza koca kafeslemek hususunda anlatacaklarının olduğundan eminim. Yanlış hatırlamıyorsam böyle bir kontes vardı ecnebi, hani nasıl zengin koca bulunur diye kurslar açmış, kitaplar yok falan satmıştı. Ben Yeşim Hanım'da öyle bir istikbal görüyorum. Bu da sonuçta bir meziyettir. Ben şahsen yaşlanırsa Yeşim Salkım'dan daha da korkacağımdan belki bu kurslara katılamam ama gizliden gizliye okurum kitabı falan çıkarsa...

Anlat anlat bitmeyecek ,bu toprağın yetiştirdiği bir başka hanım kızımız da Petek Dinçöz'dür. Her gün bir yerde,bir lafı gözüme batıyor, konuşmadan edemiyorum. O da gerçek bir star. Şimdi gizli güçleri olduğuna dair laflar dolaşıyor ortalıkta. 'Hayatımda en çok korktuğum şey bana büyücü denmesi' demiş. Halbuki ben bundan hiç korkmam. Varsın bana büyücü desinler,onlar benden korksun! Benim hayattaki en büyük korkum ( Yeşim Salkım'dan sonra) Bulent Ersoy'dur. Bulent Hanım beni kanatları altına alsa Yeşim Hanım'dan da korkmazdım o ayrı ...

4 yorum:

nirem dedi ki...

güç nasıl da güzel ve korkutucuu

Margot dedi ki...

Bilmiyorum ki Nirem,
insanın duygusunu botokslaması bana korkutucu geliyor. Şaşırıyorum aynı zamanda,, insan herkesi kendi gibi bilmeye meyilli ya,ondan herhalde her gün şaşırıp duruyorum.

mono dedi ki...

margot hep böyle yazılar yaz işte sivri dilli, kahkaha attırıcı :)
çok hüzünlendirme kendini, sıkılınca koy hüsnüyü, şenlendirir o seni

Margot dedi ki...

Pınarcım,
Kahkaha attırabildiğime çok sevindim, yazıyım ya arasıra bana da iyi geldi :-)
bknz:birikmişler alınır yeni yazı yapılır. bir çeşit depozito uygulaması :-)