Pazartesi, Ağustos 08, 2005

Tatil Güncesi

Dün gece yarısı uçağı ile Antalya il sınırları içine intikal etmiş bulunuyorum. Muhteşem bir ıslaklık duygusu ile beni karşılayan şehirden tam ters istikamette olan köyümüze doğru yol aldık ve tatil sitemize bir sene sonra tekrar merhaba dedik. Kendisi gecenin bir kör saatinde uyukluyordu, hiç oralı olmadı, havuz başında sessiz bir gölge huysuzca kıpırdandı sanki ama ondan da tam olarak emin değilim , belki de bana bilincimin bir oyunuydu bu, aldı uykumu verdi halisünasyonu...

Şu an sıcak ama esintili bir Pazar öğleden sonrasında, kafamdaki bazı kayıtları bilgisayar yavaşça silmeye başlıyor. Esen ılık havayla beraber sanki kafamın içine , sanki beynime yavaş yavaş temiz hava giriyor. Sanki oradaki beş karış toz yavaştan inceliyor.

Mavibeyaz ekoseli bir çarşafın üzerinde bağdaş kurmuş sakin sakin klavye kıpırdatmaca oynuyorum. Tozlanmış radyoyu biraz kurcaladıktan sonra sadece caz ve blues çalan bir istasyon buldum, panjurları araladım, arada bir suyumdan bir fırt alıyorum. Sesi Sevin Okyay’a bezeyen bir hanım (git gide daha çok emin oluyorum ta kendisi olduğuna) sahibinin Istanbul Caz Festivali’ne de konuk olduğundan bahsettikten sonra sıradaki parçaya geçiyor.. Eğer Sevin Hanım ise bu ,sanırım bu öğleden sonra sesini duymaya tahammül edeceğim bir iki insandan birini dinliyorum. Acaba Açık Radyo olabilir mi bu bulduğum ? Yavaşça ve sükunetle anlayacağız. Sadece bunu merak ediyor olmak ne güzel. Yarabbim, eski tozlu bir radyoda zar zor kıstırdığın ve kırık antenini zorla duvara dayayarak sabitlediğin bir istasyonun ne olduğunu düşünmek ve bunu sadece bunu düşünmek ne kadar güzel. Şu andan itibaren, ayaklarımın çıplak taşlara basmasından, dışardan gelen ağustos böceği seslerinden, ayakucumdakikitapyığınınıngüzelliğinden, mutlu olmaya başlamaya hazırım sanki. Ntv radyoymuş dinlediğimiz bu arada. Şu anda çok tanıdık ama hayatta ne olduğunu bilemeyeceğim bir melodi çalıyor ve çıplakayakbaşparmağımıntırnağı sırtını bilgisayarın köşesine dayamış ne güzel görünüyor, müziğin notalarını hissederek ben de klavyeye aynı hızda basıyorum, şu anda dinleniyorum, şu anda şarkı söylüyorum, şu anda iyileşmeye başlıyorum.

Hiç yorum yok: