Çarşamba, Haziran 22, 2005

Vapurlarımız olmasa da olur mu ??

Niçin her şeyi yıkıp yerine daha çirkinini yapma meraklısıyız ?
Vapurlar da gidiyormuş elden.
Hani o hepinizin martılara simit attığı vapurlar,
Hani bacak kadarken koltuğun tepesine tüneyip koska şeker yediğiniz vapurlar
Hani o kurulup erguvanları seyrettiğiniz,
Herkesi bir güzel adalar macerasına taşımış olan ,
Hani herkesin gazetelerini, çaylarını alıp bir deniz havası aldığı,
Dışarda otururken serin olunca bu bahaneyle sevdiğine sokulduğu,
Hani o boğaza pek yakışan, en çok yakışan ...
Gidiyormuş onlar da..!
Artık balık ekmek yok...
Şehir Hatları yok ...
Ne yapıyorlar bu şehre Allah aşkına??
Benim gibi içi acıyan insanlar burada bir bildiri yayımlamışlar, siz de sahip çıkın!
Vapurları bırakmayalım !!!

4 yorum:

Margot dedi ki...

Yani yarın öbür gün deseler ki Galata Kulesi'ni kaldırıcaz yerine plaza dikicez sen benim Galata Kulesi'de öyle bir anım yok o yüzden size destek olamayacağım diyeceksin öyle mi ? :-)

Ben şehrin anıları korunsun istiyorum , kimbilir şimdiye kadar kaç sefer yapıp kaç anıya şahit oldular ?

uykusuzadam dedi ki...

O vapurlar da ilk konulduğunda yerlerini aldıkları "yandan çarklılar" için de ağıtlar yakılmıştı !

yakılmışmış diyeyim gerçi, ben yoktum o zamanlar :)

yeni bişey koysalar da, ki bu büyük ihtimalle daha hızlı, daha lüks, daha çok yolcu taşıyacak bişey olacak, deniz otobüsleri gibi kapalı kutu bişey olmamalı.. gene balkon, teras, bahçe kıvamında açık havası olmalı ki, denizi koklayalım, martılara simit atalım..

yeniliğe karşı çıkmaktansa ona şekil verelim derim ben naçizane..

Margot dedi ki...

Merhaba Uykusuz Adam,

Yeniliğe karşı çıkmak gibi bir amacım yok zaten. Fakat yenilikler insanların rahatlıkları ,mutlulukları ve yaşam kaliteleri artsın diye yapılmalı öyle değil mi? Nedense ne zaman bir yenilik(!) yapılacak olsa birilerinin hayat standardını yükseltmek için yapılıyor..! Mesela hergün kaldırımlar yenileniyor ,yenilenen kaldırımlar bir seneye kadar yeniden haşat oluyor ve bir ihale daha açılıyor!
Paris'te ya da Roma'da herhangi bir medeni(!) şehirde tarihi değeri olan bir taşı bile kıpırdatamazken kimse ,Istanbul gibi bir şehirde maalesef herkesin gücü herşeye yetiyor..
Yenilik tabii ki yapılsın, ama tarihi yok ederek değil, koruyarak yapılsın.
Para kazanmanın yolu şehirle özdeşleşmiş şeyleri kaderine bırakıp köhneleştirmek bu bahaneyle yeniden ihale açmak oldu. Maalesef işte bu yüzden estetik, tarihi değer, şehir karakteri gibi gereksiz şeylerle uğraşmanın bir anlamı kalmadı sanırım..

Leman'daki gönül adamı gibi konuşuyor olabilirim ama benim inandığım budur.

Margot dedi ki...

Yukardaki yorumumun üzerine bugün Milliyet'te çıkan Mehmet Y.Yılmaz'ın yazısını eklemek isterdim. Ben bu kadar iyi bir yazar olmadığımdan hislerime ve üzüntüme tercüman olacak diye düşünüyorum:
http://www.milliyet.com.tr/2005/06/24/yazar/myilmaz.html