Perşembe, Aralık 29, 2005

Eski yıl yeni yıl ayrımı yapmayalım, bu yıllar hepimizin!


Bir yılın eskidiğine, yeni bir yılın başladığına, bir sayfanın kapanıp yeni bir sayfanın açıldığına inanmanın, eski sayfayı kapatırken yapılacak vicdan muhasebelerinin, yeni yılda çoğu tutulamayacak sözler vermenin zamanı… Geçen sene bu zamanlarda da aynısı olmuştu. Ama olsun… Olmuştu, hep olur. Şimdi tekrar zamanıdır, yeni yılda daha çok şundan yapıcam, artık hiç bundan yapmıycam, artık buna izin vermiycem sayıklamalarının. Bridget Jones orduları yine iş başında, yeni yıl sabahına kadar sürecek beklenti havuzları kazıyorlar. Bu senelik bir pazartesi sendromuna yol açabilir ama olsun! Süper aslında, havuz ferahlık vericidir, ama ben onu demiyorum ki, demek istediğim;

Topluca bir beklenti moduna geçiyoruz. Beklentiler yoğunlaşıyor ve somutlaşıyor. Beklentiler aynı zamanda umuttur evet ama bu zemin kayganlığında hepimiz aslında ihtiyacımız olmayan, hayatımızı değiştireceğine inandığımız ama aslında elde ettiğimiz an önemini yitirecek beklenti balonlarını yakalamak için sabah akşam hayal kurmuyor muyuz? Beklentilerin asgariye indiğinde, aslında hayattan vazgeçmiş olmazsın. Sadece gelişmiş olursun. İhtiyacın kalmaz. İhtiyacın olmadığının bilincine varırsan, rahatlarsın. Elindekinin güzelliğiyle yaşarken; Yeni bir şeyler geliyor, yeni bir sayfa aç, yeni biri ol, bu seneden beklentilerin gibi çığırtkanlıklar gereksiz olur. Olmayacak, olsa da çok fark etmeyecek şeyleri kendi alemimizin manası yaptık. Ben bana kendimi unutturan, içimde oturan her neyse onunla konuşurken gürültü yapan şeylere çok kızıyorum, biraz da dalgacıyım, kendimce kafa buluyorum.

Kendi kendimize yarattığımız, oldurduğumuz bir şey bu eninde sonunda. Yani yıl sona ererken, geçtiğimiz senenin en medyatik ismini, en acıklı olayını, en mutlu tesadüfünü, en uyduruk dizisini, en efendi kuruyemişçisini seçmek gibi. Ben bu almanak âdetinin de gelecek nesillere pek bir faydasının dokunacağını sanmıyorum. Yani bu toplam raporlamanın hezimetine bakacak olursak, arada öyle komik şeylerin bahsi geçiyor ki, zorlasam da ciddiye alamıyorum. Neden her sene uğraşıp bir bitirme tezi gibi bu almanak ver yanakları oluşturuyoruz? Tamam, bazı olayları not düşeriz, tarih yazar ve hatta affetmez. Ama be kardeşim niye illa beş rakamı altı olacak diye almanak sayfalarını doldurayım? Yani kim atıyorum 1984 almanağına arada bir baktı ki 2005 almanağına ilerde bizim bebeler bakıp faydalansınlar? Adet olmuş yapılıyor işte.

Ben oldurulmuş manalardan, günün anlam ve önemini idrak edeceğim diye canı çıkan insanlardan haz etmiyorum. Özel günler konusunda fevkalade huysuz bir insanım. Bunu baştan kabul ediyorum. Başıma bu konuda felaketler de gelmemiş değil. Mesela Beyoğlu’nda yürürken zınk diye burnuma kamera dayanmışlığı yeni yıldan beklentileriniz nelerdir diye sorulmuşluğu vardır ki bunu yazarken ellerim yine buz kesti. Ne saçmaladığımı kesinlikle hatırlamıyorum zira insanoğlu her şeyi hatırlayacak diye bir şey yok! Bazı hatıralar zamanın törpüsünde bulanıklaşıp kaybolmalı. Detaylara takılıp kalmamalıyız, sağlı sollu ilerlemeliyiz nitekim.

Hayatta aralıklar verip (benim Aralık ayına rastlayan şahane aralık gibi) , bir nefeslenip sağına soluna bakmanın faydası inkâra kapalıdır. Ama bu olay bir kolektif vakaya neden dönüşüyor? Ben asi bir insanım, belki siz muhasebe yaparken ben almış başımı gidiyorum? Yani oldurmayın kardeşim. Her türlü müdahaleye karşıyız, yılbaşları dahil!

Yılbaşı münasebetiyle benden beklentileri olan insanlara sesleniyorum; Ey ahali! Tez zamanda bu beyhude uğraşınızdan vazgeçiniz. Yılbaşında dilek tutmamı, çılgınlar gibi eğlenmemi, almanak okumamı, kuruyemiş yememi ve ondan geriye doğru saymamı bekliyorsanız yanılıyorsunuz.

Ama olsun ben yine de lunaparkta çocukları çarpışan arabalara binerken onları seyreden anneler gibi, hepinize şefkatle gülümsüyor, mutlu seneler diliyorum en kırmızısından!

13 yorum:

mono dedi ki...

hayır şurda 10 adımda yeniyılda mutlu olmanın yolları gibi bi yazı yazmadın ya alcağın olsun margot :)

hera dedi ki...

margot,
sana acilen 100 uçan balon 2 palyaço 14 geyik ve bir de kanyakla bitter çukulatalı kara orman pastası yolluyorum,
üzümü ye bağını ve nedenini sorgulama
kırmızı çoraplarını giy ricky martini de kaçırma, e mi?

Margot dedi ki...

Hahahaha!
Yahu bütün dalgalarını geçtim, evde zeytinyağlı dolma yiyip, dansöz seyredicem diyorum!!
Öptüm ikinizi de kırmızı rujlusundn :))

metemorfoz dedi ki...

pek bi güzel döşenmiş bu yollar

ycurl dedi ki...

okudum yaziyi. Hmm dedim benim gibi dusunenlerde varmis iste. Sonra da aman dedim bosver zaten demissin zeytinyagli dolma yiyip dansoz seyredecegim diye. En guzeli :) Mutlu yilar...

Tijen dedi ki...

ocelerin pek güzel olmuş..
şeye benzemişsin. hmmmmm neydi,
flamenkocu ispanyollara..
bir de biraz şeye hmmm neydi,
frida kahlo'ya.
aldın mı mesacımı makarna kardeşim?
bugün markette baktım baktım makarnalara, şöyle bir manava gitsem bir şeyler alsam makarnaya sos olacak dedim sonra makarna yapsam akşama. ama sarmalarım vardı ya onları seçtim. makarna sonraya kaldı. susturun şu delibozukları çığırtıp duruyorlar taksim square'de (bir tabelada öyle yazıyordu da!)
tijen

Zagrep_Radyosu dedi ki...

happy new year
01/01/06
01:12

Margot dedi ki...

Sevgili Metemorfoz,Ycurl,Tijen ve Bilal,
Hepinize mutlu seneler olsuuun!
Margotto (yapımda ve yayımda emeği geçen herkese teşekkürlerimle)

ps: Yeni yılda bir imaj çalışmasına gitmiştim Tijenciğim, yakında dönücem ;)

Donna Quijote dedi ki...

margot, sarabi, müzigi ve sohbeti hazirla, subat'ta seni ziyarete geliyorum, ona göre.

(böyle de arsizim iste)

güzel hatirlayacagin bir yil olsun 2006!

Margot dedi ki...

Heeey! Yaşasın bu aralar komşularımla teker teker tanışmaya başladım! 2006 bir geldi pir geldi! Donnacığım bekliyorum, çok sevindim bu habere ve hatta yuppi :)İyi seneler diliyorum, göz kırpıyorum,öpücük yolluyorum! :)

Deadora dedi ki...

selam bebek! atla motora! :)
ben geldim istanbul´a..
soyle bir motorsikletle tur atalim mi senle? kadikoyde mesela ;)
2006´nin serefine? ve birde inadina gidip biiizzz portakalli kahhhveee istiyoruz diyelim tüm simarikligimizla :)

Margot dedi ki...

Selam Dea!
Hoşgeldin! Ayıpsın, ben tozluklarımı giyiyim hemen :) Ne zamana kadar buralardasın?

Deadora dedi ki...

16´sina kadar buradayim bu hafta degil ama onumuzde ki hafta ici nasil olur? mail adresim deadora_@hotmail.com bence buradan hada iyi yazisabiliriz..