Çarşamba, Eylül 28, 2005

Zap bana zaplar bana!

Dün akşam uzun zaman sonra televizyonuma kavuşmamı bir tahinli çörek ve sallama çay eşliğinde kutladım. Sallama çay hayatımda mikrodalga yemekten sonra en nefret ettiğim ikinci şeydir. Ama insanın bazen sallayacak hali, dermanı olmuyor. Modern zamanlar çaydanlığının düğmesine bastım, su hemen kaynadı. Elimde lezzetsiz çay, omuzlarıma çöken yorgunluğumla beraber yatağa doğru yöneldim. Battaniyeye sarıldım, artık zaplamaya hazırım..

Kanal D'de Yüzüklerin Efendisi var, efendiler annannemin deyimiyle İstanbul'u alır gibi savaşıyor, hep aynı sahneler canıım, zap! Bir magazin kanalında Yasemin Boran var, terazi Hülya, akrep Feraye'ye nasıl koca kaptırdı, astrolojinin magazincesi. Zaten astroloji de magazinel bir şey. Yani dedikodunun bir parçası,laflardan en klişesi: Burcu neymiş? Terazi mi? E normal o zaman kaptırması! Olmayan yaratıcılıklar zorlanarak acaba bu boşanma mevzusunu deşmedikleri açı kalacak mı ? Sanmıyorum. Zap! Atv'de Aliye var, e buna bakayım bari biraz. Herkes o kadar konuşuyor.. Yok sarmadı.. Zap! Cnn Türk'te Sevim Gözay'ın Cosmopolis'i var. Bakalım dayanabilecek miyim? Bu hanım kızımız Tv 8'de Stüdyo'yu yaparken ne de güzel anlatırdı filmleri. Bir bilmiş bir bilmiş. Şimdi Cnn'de yaptığı bu program çok afedersiniz biraz ucibik( isteyenler çok sevgili Abuzittin kelimesini de kullanabilir) olmuş. Sevim röfleli saçlarını sallaya sallaya, işlek caddelerin birinde yürüyor, mütemadiyen cep telefonu ile konuşup gülüyor. Fon müziği eşliğinde Sevim'in dore dantelli bluzunu, cart sarı ceketinin düğme sayısını, dore ve püsküllü bir kitsch'lik abidesi olan (bak Bienal'e koysan millet şaşırır o derece) çantasını ezberliyoruz. Gelen geçen Sevim'e bakıyor, böyle çanta sallana sallana dikkat objesi olmuş, caddede konuşur gibi yaparken.

Yalnız programın manyetizma edici, hipnoz kıvamında bir durumu var. Zaplayamıyorum. Bu haftaki konu ''Kötü Kız'' fenomeni. Başlıklar, Ramize Erer'in kötü kız karakterinden yola çıkarak, böyle bir kadın tipi var mıdır, kimlere kötü kız denir, kötü kızlar ne yapar nerelere gider, ne yer ne içer minvalinde ilerleyen bir çok afedersiniz geyik. Efendim benim evdeki masamdan dar bir masaya sığmaya çalışan dergilerin yayım yönetmenleri işte kötü kız Madonna'dır diyor, pat Ramize ile yapılan röportaj ,pat Sevim'in dore çantası, pat kötü kızlı bir filmin fragmanı pat Sevim'in gelincik rengi dudaklarıyla müstehzi gülümsemesi, pat yayın yönetmenlerinin geyiği, pat Ramize, pat Sevim'in dar pantolonu ile işlek caddede yürüyüşü ( az kaldı inanacağız sen de kötü kızsın ha gayret!) pat 60'lı yıllara flashback Kötü Kız'ın doğuşu, pat yayın yönetmenin kolyesinin ucuyla oynaması, pat Sevim'in kedi gözlerini süzmesi pat!! Aaaaaayy , yeter!! Midem bulandı , başım döndü, Alice'in eteklerine binmiş gibi oldum.İnsan bir konuyu bu kadar mı döndürür? Bu nasıl bir bünye bunaltıcı kurgudur yahu?? Hayır konu güzel, konuk güzel, yap muhabbetini efendi gibi.. Yani kes, ordan, kes burdan.. Yeri geliyo insan film festivalinde çekemiyo bu işkenceyi ( hayır orada bilet de alıyorsun!).. Neyse ben zaten yorgun argın televizyonun başına geçmiş bir seyirciyim, kollarım çayı sallamış da buralara gelmiş yanyana duruyor... Olmaz yani, yazıktır günahtır..

Sevim bence sen yine film eleştirisine dön kızkardeş, orda da uzuun uzun bakıyodun kameraya ama o zamanlar bir yandan enteresan bulduğumuz filmleri anlattığın için anlayışla karşılıyorduk. Şimdi durup dururken mevzuyu kesip arada saç falan savuruyorsun,çanta sallıyorsun, insanın dikkati dağılıyor. O bakımdan. Yanlış olmasın yani ..

Belki de ben artık yaşlanıyorum bu kadar hızlı kurgulamaları,montaj akrobasilerini kaldıramıyor yüreğim.. Bırakın gençler sallasın çantalarını caddelerde,sen sallıyabiliyor musun yarım saat ? Yok! Sanane yani, sanane! Git şimdi adam gibi çayını demle de aklın başına gelsin.

4 yorum:

hera dedi ki...

tahinli çörek, çay.
margot, iyi fikirlerin insanısın.

Margot dedi ki...

Sevgili Evcinicim,
İnsan hayatının her döneminde başka şey mi olmak istiyor acaba? Yoksa ne olduğumuzu unutmak için mu bu kılıktan kılığa giriş?

Heracım,
Söz konusu yemek olunca fikrin kötüsü olmuyor, sallama çay işi bozdu biraz..

Bu aralar canım hiç yazmak istemiyor, canım'a zor kullanmalı mıyım acaba?

Tijen dedi ki...

sana güzel bir masaj lazim galiba.
bana da lazim.. düsünüp duruyorum var midir söyle insani uyutan ve bu dünyadan firlatan bir masaj yapici?
(antalya'dakiler ve cep bosaltmayanlar tercih sebebidir)
canin istemese de yaz desem???
yaz yahu! özletme kendini.

Mr_TD dedi ki...

Eski yazilarina bakarken ,salllama cay lafi gecince bir ekleme yapmadan gecemedim.Burda, Viyanada Urfali bir arkadasim var,garip marip ama iyi bir insan.Adamain hayati cay icmekle geciyor.Gecenelerde ender bir olay ,bize geldi, bende ona poset cay yaptim ,bodum un büyük cam kaplari var ,orda, neyse sohbet falan derken ,1 saat sonra arkadas kalkti gidiyor.Baktim cayindan hic icmemis.Niye icmedin diye sordum.Cevap aynen söyle " Ben kagit cay icmem! "