Pazartesi, Haziran 20, 2005

Uzakdoğu’dan esti rüzgar .. /Bir Başlangıç ..

Perdeler pencerelerinden kurtulup uçmak ister gibi havalandılar.. O zaman zamanlardan sabahtı , ortalık yeni yeni aydınlanıyordu , göz kamaştırıcıydı gün ışıkları, kör ediciydi. Yüzü aydınlandı, kalbi ışıldadı, sıcacık oldu ışıktan. Kalktı pencerenin yanına doğru yürüdü. Rüzgar yüzünü okşadı, uzun saçları havalandı. Havada siyah dalgalar halinde dans ettiler , o gülümserken çekik gözleri uzun nazlı çizgiler halindeydi.
Pencereden dışarı baktı uzaklara doğru. Güneş nihayet kuliste beklemekten sıkılmıştı, bütün ihtişamıyla sahnedeydi artık. Heyecanla kendisini balkondan seyreden seyircisini selamladı.
Kafasında düşünceler gezinmeye başlamıştı bile, uyandığı andan itibaren sabırsızdı, ruhunu saran bu garip duygular onu hem ürkütüyor hem de mutlu ediyordu. Artık özgürlük nedir biliyordu, özgürlük penceresini seçebilmekti ve o en güzel pencereyi bulmuş, manzaranın tadını çıkarıyordu artık. Her sabah kendi penceresine doğru yürüyor , tam istediği yerde duruyor ve gülümsüyordu. Korkularını bırakalı çok olmuştu. Bunun için çok affetmiş ve çok sabretmişti. Özgürlük bir yolun sonundaysa eğer yolun sonunda kucaklanacak en yakın arkadaşı zaten kendisiydi. Kaçarken hep, birden durmuştu, kaçmaktan yorulduğunda artık alıp verecek tek nefesi kalmadığında. Ne zaman ki yığıldı kaldı , ne zaman sırtı yere geldi ve sıkıldı , o zaman kabullendi gökyüzünü ve sonsuzluğu. Sonsuzluk aldatmacasını anladı ve kabullendi. Gerçekler ve yalanlar zeytinyağı ve su gibi ayrıldı birbirinden, iliklerine kadar kim olduğunu hissetti ve ona gülümsedi.

Hiç yorum yok: