Pazartesi, Haziran 06, 2005

Tarzın mı var derdin var !

Haftasonu ne zaman kuş oldu yahu?

Bunun cevabı çok basit ! Her ofis insanı bilebilir hatta . Sen para, kariyer gibi bahanelerle iş ara senelerce ( evet senelerce zira kriz mağduru kuşağız biz , kara kuşağız !) , ondan sonra kapan ofisciğine , sarıl işine gücüne , gel zaman git zaman...Sonra bir bakmışsın ki sarıldığın o ilk aşkın , hani yerde arayıp gökte bulduğun , hani kapısında köle olduğun , hani gece gündüz bir aramasında yanında bittiğin .. işte ta kendisi seni boğar olmuş .Artık kavuşma zamanı her pazartesi olmuş ki beş karış suratla gidiyorsun kollarına , ayrılma vakti cuma olmuş ki nerdeyse zil takıp oynayacaksın . E ne biçim ilişki bu canım ? Yap bakalım vicdan muhasebeni sen de .
Ama öyle herşeye bahane uyduranlardansan ( az çok benim gibi) sana da bahane çok be güzelim, ben demeden atladın bile bak : Ekmek parası ,alışkanlık,düzenli hayat,düzenli maaş .. lalala lololo .Bilirim sonunu , bilirim sonunu diyeceğim ben de sana !

E bütün bunlar iyi hoş da o : Haftasonu ne zaman kuş oldu ,ho ho ho!! sevimsizliğini yapma bari . Ben ona gıcık oluyorum . Senin ne işini bırakacağın vardır ne gücünü, senin bir yerciklere kıpırdayacağın yoktur , bilmez miyim ? E güzelim bari şu sevimli sevimli gerdan kırıp oooo haftasonu ne çabuk geçtiiaaaa, şeklinde mızmızlanmasan? Sen seçtin , sen istedin . Kapıları tırmaladın ,girdin, masanı kaptın oturdun . Ama şimdi halimiz vaktimiz yerinde çok şükür demeler , ben de ofis adamıyım arkadaş budur benim işim demeler de çok banal be ! Di mi? Yani aslında ben var ya yazsam neler döşerim demeler, benim hayalimdi dünyayı dolaşmak demeler varken . Afiline kurban olduğum , yorma kendini ! Haftasonu da geçer o hayatta , üç günlük tatilin de biter , sen o oturduğun masaya kaç kişi talip biliyor musun ? Biliyorsun biliyorsuuun . Sempatik seni!!


Neyse efendim bu sevimli girişimizin ardından , haftasonu Cihangir'deki naçizane gözlemlerimizi bu sevimli girişimize ekleyip burdan kahveye yol olur bağlamına geçeceğim .. Cumartesi günü Cihangir'e indik . Ben ve kardeşim Chukie iki kişiydik . Önce şu caminin olduğu meydanı merkez alarak bir tur attık, baktık milletin layf stayll dergilerinde stayliş olmak için dayattığı mekanlar nerelermiş . Zaten bakınca anlaşılmıyosa ne olalım ! Hemen ; Tarzın mı var derdin var be kardeşim ! dedim . Bu cümleye hak vererek geçti zaten bütün gün . O tarz ne dert şey be kardeşim , olsa bir dert olmasa bir dert, hem modaya uygun olacaksın, hem herkesten farklı olacaksın, hem rahat olacaksın ,hem afilli görüneceksin , amma zor iş !! Yalnış anlamayın kesinlikle saygı duyuyorum . Tarz dediğin öyle hemencecik olunan şey mi ? Kimbilir ne kadar uğraşıyorlar , kimbilir ne çok kitaplar okuyorlar, ne çok sergi geziyorlar, ne çok entellektüel birikim şeedip bunların sonucunda bir tarz abidesi olarak konuçlanıyorlar o sandalyede ! Yarabbim sen hem o kadar faal ol hem de o kadar tarz ! Bütün saygımla eğiliyorum hayatımızın vitrinde oturan insanlarının karşısında . Tebrik ediyorum onları , bu kadar meşakkatli bir yolu seçip sonunda tarz oldukları için . Ama az geliyor .

Neyse efenim bu sabah yine işe geldim ben . Yine o ''Haftasonu da ne çabuk geçiyor , Allah bizi kahretmesin! '' geyiklerini göze alarak . Radyoda gelirken Ayça Şen Başkan'ımı dinledim . Şu hikayeyi de ondan duydum :

Bir tarz arkadaş varmış . Gün gelmiş tarzından yorulmuş .. Manaları çözememiş , kendini kayıp hissetmiş . Vurmuş kendini yollara ;kendini ,manasını aramaya başlamış . Bir bilgenin kapısına varmış . Bilge onu içeri buyur etmiş . Geçmiş oturmuş . Ama bilgenin evi bomboşmuş , evde hiç denecek kadar az ,yok denecek kadar çok eşya varmış.. Ulu bilge demiş tarz çocuk , eşyalar nerde ? Senin eşyaların nerde demiş buna karşılık ulu bilge . Ama ben seyahat ediyorum demiş tarz çocuk . Ben de demiş ulu bilge .

Eveet , mesajımızı aldığımıza göre artık dağılabiliriz ...

ps: Ayçacım hikayede bazı sıfatlarla oynadım kusura bakma , zaten daha bu siteden bile haberin yok diye cesaret ettim işte .

Hiç yorum yok: