Pazartesi, Haziran 27, 2005

Margot'nun alışveriş ile imtihanı..!

Haftasonu denen meret ne çabucak bitiyor deme lüksüne sahip değilim. Zira ; haftasonu kısa olsa da ben de verimsizin dik alasıyım. Tanıyorum kendimi , buyum işte ben. Biraz demoralize olmayayım iki satır yazmak şöyle dursun televizyona bile Küçük Emrah gözlerle bakıyorum. Biraz kendimi halsiz hissedeyim Snoopy'deki battaniyeli çocuk gibi evin içinde pike sürükleyerek gezmeye başlıyorum (!) Evet maalesef abartma huyum da var,ne yalan söyleyeyim?

Ama bu haftasonu cumartesi ile güne dinamik başladım. İş bitirici ruhumla önce benim Mimi'yi doktora götüreyim dedim. Mimi benim Twingo'm. Son zamanlarda biraz huysuzlanmaya başladı da. Araba almadan önce arabasıyla garip ilişkisi olan erkeklerle çok dalga geçerdim. Hani manzaralı yere park ederler vs.. Zaten neyle dalga geçsem başıma gelir. Üniversitedeyken cep telefonları yeni yeni çıkıyordu, hani şu takozumsular, ben de ne lüzumsuz şey, işte tamamen para tuzağı vıdı vıdı ederken, Antalya'ya gitme durumum oldu ve babam yazlık evde telefon olmadığından elime bir takoz tutuşturuverdi(!).. Rezil oldum tabii okulda çantamdan sesler gelince.. Artık olmaz olmaz demiyorum mevzuyu burdan ilikliyim.
Neyse efendim sıra geldi sorumluluklarımızdan bir diğerine.. Alışveriş! Yani günün büyük sınavı..

Bundan birkaç ay öncesine kadar benim bir alışveriş sorunum vardı. Şimdi huzurunuzda onu da itiraf edeyim. Ben huysuzum, tembelim ve evet alışveriş sorunum var-dı. Alıyordum yani.. Devamlı birşeyler alıyordum. Bir Mango mahkumuydum , kredi kartlarım kabardıkça kabarıyordu. Şeyler aleminin bir tutsağıydım.. Çoğu zaman mutsuzdum, o zincirli çantayı alınca mutlu olacaktım,bu çiçekli kahve takımına deli gibi ihtiyacım vardı, kırmızı ayakkabım yoktu ve püsküllü bir kolyem olmasa olmazdı, hem kredi kartlarının sonsuz taksit olanakları vardı , ne olacaktı yani? Kendimi mali krize sokacak kadar olmasa da ciddi şekilde para harcıyordum alışverişe. Evet bu bir zevk normalde ama bendeki sadece bir uyuşturucu bir kandırmaca bir yutturmacadan ibaret bir şeydi. Şeylerle olan bağımı bu bloğu yazmaya başlamadan önce kopardım. Arada Mango %50 indiriminden, annemle ayakkabıcıları tek tek gezme işkencesinden,uzun bir Paşabahçe seansından, bir İstiklal turundan vb. sağ çıktım. Yani artık iyileşiyorum. Onun yerine çok delirirsem semt pazarına gidip kendimi salıveriyorum 20 ytl tutarında torbalarca şey alıp rahatlıyorum. Bu da bir tür diyet, rejim,oruç..Cumartesi yine hiç bir ŞEY almadım. Sadece market alışverişi yaptım ve muzaffer bir komutan olarak hasta bünyemi güvenli evime kadar getirdim.

Çayı demledim, buzdolabını yerleştirdim ve uyudum. Şeyler raflarda kalmıştı ve onları mümkün olduğunca orda tutmalıydım..Mümkünse sonsuza dek.

4 yorum:

uykusuzadam dedi ki...

Zara indirime girdi mi ya ?

beton dedi ki...

her türlü araba ve otelden özenle nefret edilir,alisveris beni de rahatlatiyor derim ama...

Margot dedi ki...

Sevgili Uykusuz,
Kızlar fenerliler-cimbomlular gibi ikiye ayrılıyor. Zaracılar ve Mangocular olarak. Zara'da genelde indirim olmuyor ama Mango'daki indirimler gerçekten yıpratıcıdır ,alışverişçileri de yırtıcıdır !

Sevgili Beton,
Alışveriş insanı rahatlatıyor ve mutlu ediyor ama ihtiyacın olmayan bir sürü şeyi sadece mutlu olmak için aldığında durum değişiyor maalesef ..

Adsız dedi ki...

Mango indirimlerin de onlarca yeni çalışan alıyormuş :) malum büyük bir akın saldırısı oluyor :P.

Bu arada bir twingocu daha görmek büyük sevinç :P forumumuza da bekleriz. twingofanclub.com