Pazartesi, Haziran 20, 2005

Karaca sendromunda teşhis ve olanaksız tedavi yöntemleri :

Sabahtan beri boğazımda bir kılçıkla ortalıklarda dolanıyorum. Vaktimin çoğu yutkunmamaya çalışmakla geçiyor. Bu metoforik kılçık bazen böyle hiç yoktan yere insanın sinirini bozabiliyor. Cumartesi günü,tatilin ilk günü; sana bahşedilen , sana lütfedilen sayılı günlerden biri , ne demeye kılçıklanırsın be Margot ? Kadın kısmısı böyledir işte ,hepimiz böyle gayri ihtiyari kılçıklanırız. Kanımızda var öyle burnumuzda bir sızı, kalbimizde bir hıçkırık etrafta Filiz Akın gibi gezmek. Bedbahtızdır işte, ne yapsak ne etsek bu gerçeği değiştiremeyiz. Günün akışı içinde ,kalbimizin bir köşesinde Hülya Koçyiğit devamlı koşarak kendini yüzükoyun yatağa atar ve hıçkırmaya başlar. Yarabbim bütün kederler toplandı beni mi buldu, aşk beni terk etti kimleri buldu ,aaaaghhhh!!!
Hulusi Kentmen gibi insanlar da yok artık, Münir Özkul da kalmadı, kimin dizine başınızı dayayıp hıçkıracaksınız ? Belki sizin de kıyınıza köşenize bir nebze çılgın çalıkuşu kaçmış olabilir, teknik bir arızadan ötürü millet dijital çağlarda sanal sanal salınırken,siz siyah beyaz sepya tarafınızı örtmeye çalışmaktan yorulmuş da olabilirsiniz. Ama maalesef ! Sizin melankolik, iç titreten kılçıklanmanızın günümüzde bir karşılığı yokkk!!!
Artık atı alıp Üsküdar’ı geçme devirlerindeyiz, öyle kıyıda köşede kalmış çalıkuşlarının arkasından Kamuran’lar koşmuyor, her şey rüzgar gibi geçiyor,karacalar kapanın elinde kalıyor. Artık avcılık sanatı bir kadın meziyeti halini almış durumda. Bir komplo kuruluyor, hastalık yayılıyor... Yoksa siz bilmiyor musunuz ? O zaman anlatayım :
Karacalar efendim, çok hızlı kaçan, ürkek,hassas,nazlı ve ihtimam gerektiren yaratıklardır. Öyle hemen aşık olamazlar,kalplerini kimselere açamazlar, zamana ihtiyaçları vardır , sabırsız davranıp üzerlerine giderseniz maazallah aniden küçük kalpleri hızla atmaya başlar ve inanılmaz bir hızla ortadan kaybolurlar !Genellikle genç zamane erkeklerine musallat olan bu karaca sendromu tabii ki kadınlarımızın, genç kızlarımızın, çalı kuşlarımızın suçudur !! Ya kimin suçu olacaktı ???
Ah zavallı ürkek karacalar! O kadar paranoyak olmuşlar ki artık her çalıkuşunu kartal sanıp; Pençesi de vardır bunun, bağlanmamı da ister şimdi bu, amma da çok görüşmeye başladık nereye gidecek bunun sonu ??Ben ufacık tefecik bir fıçıcığım, kafası karışık turşucuğum diyerek kalp sıkışmaları içinde bunalıyorlar ! Gördünüz mü yaptığınızııı??Sonra ara ki bulasın.. ! Nazlı ve ürkek olduklarından arasan bile sana:Yorgunum ve ürkeğim, üzerime gelme ne olursun, biraz kendimi dinlemeye, kafamı toplamaya ihtiyacım var gibi şifreli laflar edecekler. Ondan canım sen kendini boşuna çalıkuşu sanma, zaman hız zamanı, zaman karacaların zamanı , sen de şahin kesilip kapacaksan bir tane ne ala, yoksa öyle iki titrek bir hamama yakışır !
İşte bundandır ki karacalardan uzak durun, kendi kendilerine ürksünler, tetikte dursunlar birden manasızca kaçsınlar ya da daha komiği küssünler. Allah aşkına dokanmayın gariplere. Onlar ki narin ve hisli insanlar sizin sevgi yoğunluğunuzu kaldıramayabilirler. Siz en iyisi mi ne tarafta olduğunuza karar verin! Karaca gördünüz mü hemen dönüp bağırarak kaçın, onlardan önce korkun , titreyin ve kendinize gelin!!! Ürkek, nazlı ve hisli olan sizsiniz ,şaşırdınız mı yahu???? Zaten bir şekilde üzüleceğiz ey çalıkuşu ahalisi, bari üzüldük ama değdi yahu deyiverelim !

Petit pain :Karaca mühendisi arkadaşlar konu dışında tutulmuştur. Bu arkadaşlar ömürlerini karacaları anlamaya, onların davranış nedenlerini çözümlemeye adamışlardır ki bu arkadaşları uzun ve çetrefilli bir yol beklemektedir. Karacalarla kadın (!) oldukları halde iletişime geçmeyi göze almış bu isimsiz kahramanların keşifleriyle çalıkuşu nesli korumaya alınacak, tecrübeleriyle edinilen savunma yöntemleri daha nicelerimizin uzun yıllar güvenli ve huzurlu yaşamasına olanak sağlayacaktır.

Le Petit Poisson: Bu yazı Petrekle olan muhabbetlerimiz neticesinde bir cumartesi akşamında kaleme alınmıştır.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

İşte uzun zamandır beklediğim yazı...
Margotcuğumun başını yiyodum yaz bunu bak çok tutacak diye...:)))
Sanırım 8 yıldır aynı erkekle beraber olduğum için o yıllar boyunca erkeklerin nasıl varlıklar olduklarını unutmuşum herhalde...
Halbuki öncesinde yine bi sürü kalp kırıklığı, bi ton saçmalık yaşamıştım sayelerinde...
Kinci bi insan deilim işte hemen unutuveriyorum...
İşte 8 yılın ardından "back to life, back to reality" durumları söz konusu olunca ayıldım...
Hem de yüzüme vurulan kocaman bi şaplakla...
Tamam tamam geldim kendime ama bu yine hata yapacağım anlamına gelmiyor...
Karacalarda bu yürek bende de bu vurdumduymazlık oldukça bu böööle uzayıp gider...
Çalıkuşu Petek ....

Adsız dedi ki...

Bi hatayı düzeltmek istiyorum yukarıda yazdığım commentte hata yapacağım yazmışım o yapmayacağım olacaktı...
SEVGİLER...
:)