Pazartesi, Mayıs 16, 2005

Selam Sana Ey Blog !

Selam sana Ey Blog , ben geldim !!!!

Dün günlerden pazardı ,pazar sabahının bütün alametleri birleşmiş farikalarını ararken uyandım . Aklımda koca kupalarda çaylar içmek ve çıkan bütün pazar gazetelerini eklerine, reklamlarına ,katologlarına vs.'ne kadar kadar okumak vardı . Hürriyet'ten başladım , tam ekine gelmiştim bi laf dikkatimi celbetti ''blogger'' ? O da neyin nesiydi , internet yine ne yavrulamıştı da benim haberim yoktu ??

Aradaki zamandan şu ana ışınlanmak gerekirse, evet kısaca diyebiliriz ki bu şimdilik harika bir fikir gibi geldi bendenizin gözüne . Azıcık heyecanlandım bile (!) . Yani yazı yazmak için bir bahane bulmuşum ,benim kadar tembel bir insanın bile reddedemeyeceği teklifler vardır,işte bu da bende sanki onlardan biriymiş hissini yarattı .

Bugün günlerden pazartesi .Giden gelen kargoların takip edildiği bir işim var .Her zaman geç geldiğim bir ofisim .Biz dünyanın bir sürü yerinde birbirleriyle sadece üç şey için iletişim kuran insanlardanız . Gelen kargo, giden kargo, kaybolan kargo !. Çok basit bir mantıkla tahmin edilebileceği gibi bu üç konudan sıkılıp zaman içinde başka (!) konulardan da bahsetmeye başladık . Aramızda sadece kargoların yeri ve durumu ile ilgili arkadaşlar yok mu ? Var ! Ama biz öyle olamadık . ..

Bu sabah mesela bütün kargolar geldi .Ben sabah sabah kalıp işe geldim ve bütün haftasonu teker teker bütün kargoların geldiğini gördüm . Italya'dan sordular , ''Margoot bütün kargolar geldi mii?? ''Uykulu gözlerle ekrana baktım ''Geldiiiii ''. ''Herşey yolunda mı ? '' ''Herşey yolundaa''. Msn ile başka diyarlara bağlıyız işte , başka dillerde günaydın diyor , başka dillerde şakalaşıyor, hiç görmediğimiz insanlarla küsüp barışmayı bile beceriyoruz . Geçenlerde ben biriyle barıştım mesela !

İşle güçle ilgili meseleleri şimdilik iki paragrafta asılı bırakıyorum . Asıl meseleye geliyorum .. Herkesin olduğunu farzettiğim gibi benim de bu hayatla bir derdim var . Ve çok uzuuun zamandır uzuuuun uzuuuun yazmak istiyorum , yazıyla içimi dökmek ,yıkamak,paylaşmak ..Ama bunu hep gözardı ediyordum şu ana dek . Bütün o martavallarla kendimi avutuyordum , bir sürü zaman geçti kendimi avutmakla . Ama bir zamandır kendimi avutamıyorum . Bütün martavallar, kandırmacalar,zaman kayıpları, teselliler, beni buraya kadar ittiler ,yuvarladılar . Birşeyleri hani dolabın üzerine kaldırırsınız . Ne varsa işte görmek istemediğiniz ,hani biraz canınızı sıkan , acıtan ,göze alamadığınız, sizi yoldan çıkaracak ne varsa . Hani ecnebiler kutulara koyarlar .. Böyle kutularsınız siz de eski yazıları, fotoğrafları ,ne atabilirsiniz ne satabilirsiniz sadece kutularsınız . Yine birgün kutuları dolabın üzerine koyarken birden denge bozulur ,haddinden fazla biriken kutular başınızdan aşağı paldır küldür dökülür . Yere inme zamanı mıdır o? , bi bakarsınız herşey yerlerde, ulu orta serpilmiş .. Kaçacak yer kalmamış ,çökersiniz yığının ortasına , deriiin bir nefes alırsınız . Artık zamanı gelmiştir , artık kaçacak yer de yoktur odada ,başka çare de .
Oturur başlarsınız yazmaya ..

2 yorum:

MS dedi ki...

Ödülümü isterim : "İlk yazı"na yorum yazan kişi ödülü.
Garip bir keyifmiş bu, geçmişe yapılan bir gönderme gibi bir tat var dilimde dimağımda. Olabilseydi eğer, günce yazan birinin yazdıklarının derkenarına zaman sonra,aylar sonra, zamanlar sonra açıp not almaya imkan, anlaşılabilirdim belki / bu çağda :)

e-metin'ler üzerine yazılacak çok şey var -neyse bunu söylemek için başladımadım ki ben yazmaya...

Alâmetlere farîka arattırmışsın ya harika :
Ben şöyle yorumladım, bir değişimin alâmetleri geldiler çullandılar üstüne, sonra ihtiyacın olan değişikliğe kavuştun/ mu? onu sorduracaktımdı da

Cemali Safa-Karaca dedi ki...

Uzun zaman sonra tekrar döndüm satırlarınıza.
...
İlk yazını merak ettim ve okudum.
yine aynı tad.
...
İyi ki yazıyorsun.
Kaleminin susmaması dileğiyle...