Pazar, Haziran 19, 2005

Let the Batman Begin !

Batman’in son iki filmde sarsılan itibarını Christopher Nolan kurtarmış diye duydum. Nolan’ın Memento’sunu da Insomnia’sını da sevmiş ve takdir etmiş bir kişi olarak bakalım bir Batman filmini nasıl kotarmış diye merak ettim. Sonuçta kendisi bağımsız sayılan yönetmenlerden ,popüler sularda batmış da olabilirdi,çıkmış da...

Hadi diyelim bana ne Nolan’dan diyorsunuz, ama Michael Cane var (bir insan bir role bu kadar mı yakışır ? )Liam Neeson var,Morgan Freeman var, Gary Oldman bile var !!! Bu kadar güzel insanı toplamışlar yani bırakın her şeyi bir yana, saygımdan kayıtsız kalamam ben bu filme! Hem hani bazı filmlerde bir yıldızlar geçidi havası vardır ama film ondan öteye bir türlü geçemez, bence bu o riski de gayet güzel sıyırmış bir film olmuş. Bütün karakterler rollerinde gayet ikna edici , özellikle çatlak psikiyatrı oynayan Cillian Murphy hakikaten çok etkileyici. Batman adayları arasında onun da adı geçiyormuş fakat Christian Bale rolü kapınca Murphy’e de kötü adam olmak düşmüş. Bence her şeyde bir hayır var lafı böylece kanıtlanmış olmuş , pek de güzel olmuş. Zira Bale de Micheal Keaton'dan sonra gördüğümüz en iyi Batman.

Batman nasıl Batman oldu’yu anlatan bir filmle karşılaştık , malum bu başa dönme atraksiyonları bu aralar çok moda. Konu mu bulamıyoruz , e başa dönelim ..? Batman de işte bu filmi geriye saran filmlerden olmuş. Batman neden yarasalara takmış? Ne olmuş da kahraman olmuş? Bu soruların cevabı olan film başka sorular da soruyor. Neden korkarız,başımıza neden korkunç olaylar gelir ? (Why do we fall Bruce? ) ,korkularımızla nasıl yüzleşiriz gibi..

Bir başka moda olan şey de Uzakdoğu felsefesinin ve dövüş sanatlarının filme yedirilmesi durumu. Nihayetinde Batman de cevaplarını doğuda arıyor. Bu batılı kahramanların hepsi başları sıkışınca Tibet’e gidiyor!! Ama hakkını vermek lazım bu doğudan alınan ilham filmde pek sırıtmamış , yerine oturmuş. Ama genelde yapılandan ziyade bu filmde Uzakdoğu felsefesini temsil eden Liam Neeson yok etmekten yana, genelde affetmeyi, öfkeni kontrol etmeyi ve merhameti yücelten felsefe bu sefer tam tersi yorumlanmış. Sen sadece merhametini hak edenlere sun diğerlerini gebert gitsin gibi bir yaklaşım var. Ben genelde Uzakdoğulu Sensei’lerin kötüleri yola getiren iyileri eğitmesine alıştığımdan tersi bana şaşırtıcı geldi sanırım.

Ama genelde kurulan atmosferi, hikayenin işlenişi ama hepsinden öte Batman’in tekrar ciddi ,cool ve karanlık (!) bir kahraman olması itibarı ile izlenesi bir film olmuş.

Cuma akşamı itibarıyla Batman’in karizmasının kendisine iade edilmesini törenlerle kutladık, Michael Keaton’dan sonra kendisini şaklabana çevirenlere inat Batman geri döndü !

3 yorum:

Adsız dedi ki...

VAY ANASINI ANLASILAN CUMA GUNU COK SEY KACIRMISIM...
TUH BE...
AMA OLE GUZEL ANLATMISIN KI KADIM DOSTUM MARGOT ACAIIIP HASETLENDIM...
:))))

Margot dedi ki...

Küçük Kurbağa'nın Örmücek Adam hakkındaki hislerine katılmakla beraber ,filmde Spidy'i Tobey Maguire'ın canlandırmasıyla filmleri külliyen reddeden bir insan oldum. Hayır yani çoluk çocuğu kahraman yapıyolar ona sinirleniyorum :-)

Petrek kardeş , alt kattaki komşuların soyadı PAN'mış !!!!

ufak not: En süper kahraman Superman'dir, süper doğmuştur süper kalacaktır..

Adsız dedi ki...

Batman, karanlık adam geri döndü. Cool ve gerçekçi. Son filmlerdeki gibi gereksiz aşırı değil.
Ama halen ilk film 1 numara. Hem batman hem de kötü adam (Jack as the Joker) en iyileriydi.
EAK